kovalamak

kovalamak
-i
1. 驱赶, 驱逐: Beni terlikle kovaladığını bilirim. 我知道她是穿着拖鞋来驱赶我的。Kuşları kovalıyor. 他在赶鸟。Eliyle hamur ovalar, gözüyle dana kovalar. 成́ (女人)心不在焉一事无成。
2. 追赶, 追逐: Geçenlerde ay ışığında üç atlıyı kovalamış. 前几天他曾在月光下追赶3个骑兵。Polisler hırsızı uzun süre kovaladıktan sonra yakaladılar. 警察们追了好长时间才抓住小偷。
3. 紧随, 紧追不舍: Geceler günleri, günler geceleri kovalıyor. 夜以继日。Poyrazlar, lodoslar birbirini kovalar. 东北风和西南风相互交替。İşimizi kovalayarak on günde yaptırabildik. 我们一鼓作气, 在10天里完成了我们的工作。
4. 体́ 赛跑中追赶

Türkçe-Çince Sözlük. 2014.

Игры ⚽ Нужно решить контрольную?

Look at other dictionaries:

  • kovalamak — i 1) Kovmak 2) Kaçanın arkasından koşmak, yakalamaya çalışmak Çoban çocukları, kuşun geldiğini görmüş olacaklar ki kovaladılar. M. Ş. Esendal 3) mec. Bir şeyin arkasına düşüp elde etmeye veya bir sonuca bağlamaya çalışmak, izlemek, takip etmek… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ardından atlı kovalamak — arkasından atlı kovalamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • arkasından atlı kovalamak — bir işi gereksiz bir telaşla yapmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kişelemek — kovalamak …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • koğulamak — kovalamak …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • sürkilemek — kovalamak, sürmek, kovalayıp sürerek üzerine saldırmak. II I, 353bkz: sürkülemek …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • sürkülemek — kovalamak, sürmek, kovalay ıp sürerek üzerine sald ırmak, II I, 353bkz: sürkilemek …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • arka — is. 1) Bir şeyin temel tutulan yüzünün tam ters yanı, ön karşıtı Evin arkasında bahçe var. 2) Bir şeyin sırt durumunda olan yüzeyi Çocuğun arkası ağrıyormuş. 3) Geri kalan bölüm, kısım Masalın arkası. Yazının arkası. 4) Art, peş 5) Otururken… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • art — is., dı 1) Arka, geri Ardında kapı koyu karanlık bir sonsuzluğa açılıyordu. T. Buğra 2) Bir şeyin öbür yüzü 3) sf. Arkada bulunan Art damak ünsüzü. Art teker. Birleşik Sözler art arda art avurt art bölge art damak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • güdelemek — i, hlk. Ardına düşmek, kovalamak, sürmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kış — 1. is. 1) Kuzey yarım kürede 22 Aralık 21 Mart tarihleri arasındaki zaman dilimi, sonbaharla ilkbahar arasındaki soğuk mevsim Kıştı. Yerler iki karış kar tutmuştu. T. Buğra 2) mec. Çok soğuk hava Birleşik Sözler kış dönemi kış dönencesi kış günü… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”